Gps Takibi Hk.
Yazar: Av. Kübra Bulut Türkoğlu
Daha fazla1. Kamera Kaydı Alınmasının Hukuki Sebepleri
Kişisel Verileri Koruma Kurulu (Kurul) kararlarına göre, güvenlik kameraları aracılığıyla görüntü kaydı alınması, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun (Kanun) 5. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hukuki işleme şartlarına dayandırılabilmektedir. Bu şartlar şunlardır:
Ancak, bu hukuki sebeplere dayanılsa dahi, veri işleme faaliyetinin Kanun'un 4. maddesindeki genel ilkelere, özellikle "işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma" ilkesine uygun olması zorunludur.
VERİ KORUMA HUKUKUNUN TEMEL İLKELERİ BAKIMINDAN
Kişisel verilerin korunması, bireyin özel hayatının ve temel haklarının güvence altına alınması açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, kişisel verilerin işlenmesini konu alan tüm hukuki düzenlemelerde, veri işleme faaliyetlerine yön veren birtakım temel ilkelere yer verilmektedir. Ulusal ve uluslararası mevzuat incelendiğinde, kapsam ve terminoloji bakımından farklılıklar bulunsa da, kişisel verilerin korunmasına ilişkin ortak ve vazgeçilmez ilkelerin benimsendiği görülmektedir. Veri koruma hukuku da bu ilkeler çerçevesinde şekillenmekte ve gelişimini sürdürmektedir.
Bu temel ilkeler, kişisel verilerin ilk kez elde edilmesinden başlayarak; kaydedilmesi, saklanması, aktarılması ve silinmesine kadar geçen tüm süreçlerde uyulması gereken esasları ortaya koyar. Dolayısıyla söz konusu ilkeler, yalnızca teorik bir çerçeve sunmakla kalmaz; tüm kişisel veri işleme faaliyetlerinin merkezinde yer alır. Kişisel verilerin hukuka uygun şekilde işlenebilmesi için, gerçekleştirilen her türlü veri işleme faaliyetinin bu ilkelere uygun olması zorunludur.
İlkeler ile ilgili olarak anlaşılması gereken anahtar husus, tüm ilkelerin, bir istisna söz konusu olmadıkça, kişisel veri işleminin tüm yönlerinde ve aşamalarında göz önünde bulundurulması gerektiğidir.
Bu yazının konusu olan kamera görüntülerinin KVKK bakımından değerlendirilmesine dönülecek olursa, kamera görüntüleri Kanun’un 5. Maddesinde yer alan işleme sebeplerine dayanılarak işlenebilirse de, aynı Kanun’un 4. Maddesinde yer alan temel ilkelere uygun olarak da işlenmek zorundadır.
Burada bahsedilen soyut anlatım uygulamada karşımıza somut olarak nasıl çıkabilir ?
Örneğin, bir spor tesisinde müsabaka görüntülerinin kaydedilip internette yayınlanması faaliyetinin herhangi bir işleme şartına dayanmadığı ve ancak ilgili kişilerin "açık rızası" ile gerçekleştirilebileceği sonucuna varılmıştır (kvkk-2021/889). Somut olayda halı saha görüntülerinin kaydedilmesi, KVKK 5. Maddede yer alan veri işleme sebeplerinden birine dayanabilirse de bu kamera görüntülerinin işletme sahibinin web sayfasında yayınlanması faaliyetinin 5. Maddede bir uygunluk sebebi bulunmamaktadır. Bu durumda, bu veri işleme faaliyetinin, işlendiği amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olduğundan bahsedilemez.
Bunun yanında, güvenlik için alınan kamera kayıtlarında cihazın aynı zamanda ses de kaydetmesi, ses kaydedilmesi fiilinin güvenliği sağlamaya yönelik bir katkı sunmayacak olması sebebiyle işlendiği amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü kabul edilmediği ve para cezasına hükmedildiği görülmektedir.
2.Kamera Kaydı ile Birlikte Ses Kaydı Alınması
Kurul kararlarında, görüntü kaydı ile ses kaydı alınması ayrı ayrı değerlendirilmekte ve ses kaydı alınmasına daha kısıtlayıcı yaklaşılmaktadır.
Hukuka Aykırılık Tespiti: Bir kararda, kamera ile görüntü kaydı alınması meşru menfaat ve hukuki yükümlülük kapsamında hukuka uygun bulunurken, aynı anda ses kaydı alınması hukuka aykırı bulunmuştur. Gerekçe olarak, "görüntü kaydına ek olarak ses kaydı alınması gerekliliği söz konusu olmadığı gibi daha fazla verinin işlenmesinin ... bir menfaat çatışması doğurduğu" ve bu uygulamanın Kanun'un 5. maddesindeki herhangi bir veri işleme şartına dayanmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, ses kaydı alınması Kanun'un 12. maddesinin ihlali sayılarak veri sorumlusuna idari para cezası uygulanmış ve hukuka aykırı ses verilerinin imha edilmesi talimatı verilmiştir (kvkk-2023/1461).
BEKLENEN FAYDANIN SES KAYDI OLMAKSIZIN GÖRÜNTÜ KAYDI İLE ELDE EDİLEBİLECEĞİ HALLERDE…
Kurul’un 2020/212 sayılı kararında, ses kaydının görüntü kaydına göre daha müdahaleci bir nitelik taşıdığı ve "beklenen faydanın ses kaydı olmaksızın görüntü kaydı ile elde edilebileceği hallerde" ses kaydı yapılmasının ölçülülük ilkesine aykırı olacağı ve "hakkın özüne zarar vereceği" ifade edilmiştir.
HUKUK İSTİSNASIZ OLMAZ: ANİ GELİŞEN SUÇ DURUMLARINDA…
Bir müşteri tarafından rüşvet iddiası üzerine alınan ve iş mahkemesine delil olarak sunulan ses kaydının, Yargıtay içtihatlarına atıfla ani gelişen suç durumlarında hukuka uygun delil niteliği taşıyabileceği ve "bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması" (m. 5/2-e) kapsamında değerlendirilebileceği kabul edilmiştir. (kvkk-2023/1548).
3. Kamera Kaydı Hakkında Aydınlatma Yükümlülüğü
Veri sorumluları, Kanun'un 10. maddesi uyarınca kamera kaydı yoluyla kişisel veri işlemeden önce ilgili kişileri aydınlatmakla yükümlüdür.
4. Özel Durumlar ve Genel İlkeler
İkincil Kaynak Analojisi (İş Yeri İzleme): İkincil kaynak niteliğindeki kararlar, çalışanların e-posta hesaplarının denetlenmesi gibi diğer izleme faaliyetlerinde de benzer ilkelerin geçerli olduğunu göstermektedir. Bu tür faaliyetler için "bir hakkın tesisi" (m. 5/2-e) veya "meşru menfaat" (m. 5/2-f) gibi hukuki sebeplere dayanılabilmekle birlikte, faaliyetin mutlaka "amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü" olması ve en önemlisi, çalışanların bu konuda önceden ve usulüne uygun şekilde aydınlatılmış olması gerekmektedir (kvkk-2023/86, kvkk-2021/1187). Bu ilkeler, kamera ile izleme faaliyetleri için de yol gösterici niteliktedir.
LİTERATÜRDE NELER VAR?
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) uyarınca, kamera kaydı ile elde edilen görüntüler kişisel veri niteliğindedir. KVKK’nın 3. maddesi, kişisel veriyi "kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi" olarak tanımlamaktadır. Kamera görüntülerinin bu tanım kapsamında olduğu, hem doktrin hem de Kurul kararları ile sabittir. Bu konuda Burak Yeşilaltay, bir kaydın tamamının kişisel veri olarak kabul edilmesi gerektiğini şu şekilde ifade etmektedir: "kamera kaydının amacının gerekli hallerde orada bulunan kişiyi tespit etme amacı taşıması dolayısıyla, bu kamera kaydı uygulamasının tamamı belirlenebilir kişilere ilişkin verilerin işlenmesi olarak değerlendirilmelidir." (Yeşilaltay, 2020). Görüntülerin alınması, depolanması veya izlenmesi gibi faaliyetler ise KVKK kapsamında "veri işleme" olarak kabul edilir (Turgut Bilgiç, 2023).
Dahası, kamera kaydı ile birlikte sesin de alınması durumunda, bu verilerin özel nitelikli kişisel veri statüsünde değerlendirilebileceği de ileri sürülmektedir. Sevcan Günsu Gerçek, bu hususu şöyle vurgular: "görüntü ve ses biyometrik veri statüsünde özel nitelikli kişisel veridir. Bu sebeple kamera ile izleme yapılması için hukuka uygun meşru bir sebep olmalı, KVKK m.4, m.5 ve özellikle m.6 hükümlerindeki kurallara dikkat edilmelidir." (Gerçek, 2024). Bu niteleme, veri işleme faaliyetinin hukuka uygunluğu için daha sıkı şartların (örneğin, kanunlarda açıkça öngörülme veya kişinin açık rızası) aranmasını gerektirir.
Kamera kaydı yoluyla kişisel veri işlenmesi, KVKK'nın 5. maddesinde sayılan hukuka uygunluk sebeplerinden en az birine dayanmak zorundadır. Yalım Yarkın Özbalcı, bu şartları şu şekilde sıralar: "KVKK m. 5 öncelikle rızaya bağlı işlemeyi kabul etmiş, rızanın gerekmediği halleri ise istisnaen belirlemiştir. Bu istisnalar arasında sayılan kanunlarda öngörülme, veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünün yerine getirilmesi için zorunlu olma, bir hakkın tesisi yahut kullanılması veya korunması için işlemenin zorunlu olması ise özellikle zikredilmelidir." (Özbalcı, 2024).
İşyerlerinde kamera kaydı alınması genellikle iki temel hukuki sebebe dayandırılmaktadır. Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun rehberine atıf yapan Nihat Özbek, bu sebepleri şöyle belirtir: “güvenlik kamerası ile gözetleme işlemlerinin, “veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için kamera ile gözetleme işleminin zorunlu olması” ve “ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için kamera ile gözetleme suretiyle veri işlenmesinin zorunlu olması” hukuki sebebine dayanması gerektiği görülmektedir.” (Özbek, 2024).
Ancak, meşru menfaat sebebine dayanmak tek başına yeterli değildir. Bu hukuki sebebin kullanılabilmesi için veri sorumlusunun menfaati ile ilgili kişinin temel hak ve özgürlükleri arasında bir denge testi yapılması ve bu test sonucunda veri işlemenin meşru görülmesi gerekir. Batuhan Köseman'ın belirttiği gibi, "bir şirket binasının içerisi ve dışarısının güvenliğinin sağlanması amacıyla binaya güvenlik kamerası sistemi kurulmasında o şirketin meşru menfaati olduğu söylenebilir. Ancak bu tek başına söz konusu veri işleme faaliyetini hukuka uygun kılmaya yetmeyecektir. Veri sorumlusu şirket, binada güvenlik kamerası ile görüntü kaydı alındığına ilişkin ilgili kişileri aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeli ve ilgili kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla görüntü kayıtlarına yetkisiz erişimi önleyecek idari ve teknik tedbirleri almalıdır." (Köseman, 2023).
Veri işleme faaliyeti, aynı zamanda KVKK m. 4'te yer alan genel ilkelere de uygun olmalıdır. Bu ilkelerden özellikle "ölçülülük" ve "amaçla sınılılık" kamera kaydı açısından büyük önem taşır.
Kamera kaydına ses kaydının da eklenmesi, kişilik haklarına yönelik müdahaleyi ağırlaştıran bir durum olarak kabul edilmektedir. Ferman Kaya, "kamera ile izlemede ses kaydı da işleniyorsa bu işçinin hakları üzerindeki ihlalin ağırlığını artırır" demektedir (Kaya, 2024).
Literatür ve Kurul kararları, ses kaydı yapılmasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğu yönünde birleşmektedir. Eğer hedeflenen amaca (örneğin güvenlik) sadece görüntü kaydı ile ulaşılabiliyorsa, ses kaydı yapılması hukuka aykırı kabul edilir. Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun bu konudaki yaklaşımı nettir: “söz konusu kayıt ile beklenen faydanın ses kaydı olmaksızın görüntü kaydı ile elde edilebileceği hallerde ses kaydının da yapılması, gerçekleştirilecek kişisel veri işleme faaliyeti ile ulaşılmak istenen amaç arasındaki dengenin bozulmasına yol açacağından ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil edecektir.” (Yıldız, 2022; Doğan, 2021). Ayşe Şahin Yunak, ses kaydının bireylerde sürekli gözetim endişesi yaratarak hakkın özüne zarar vereceğini belirtmektedir (Yunak, 2023).
Bu konuda Yargıtay'ın aksi yönde bir kararı bulunsa da, karardaki karşı oy gerekçesi Kurul'un yaklaşımıyla paraleldir: “Somut olayda işyerinin niteliği dikkate alındığında işçilerin kamera ile gözetlenmesinde haklı nedenin varlığı kabul edilebilirse de işçilerin konuşmalarının dinlenmesi için haklı bir nedenden söz edilemez.” (Özbek, 2024).
Veri sorumlusunun, KVKK m. 10 uyarınca veri işleme faaliyeti hakkında ilgili kişileri bilgilendirmesi zorunludur. Kamera kaydı alınması durumunda aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, veri işlemeyi tek başına hukuka aykırı hale getirebilir. Yalım Yarkın Özbalcı'nın belirttiği gibi, “Kişisel Verilerin Korunması Kurulu da rıza olmaksızın kamera ile gözetleme yapılmasının hukuki bir yükümlülükten ileri geldiği hallerde dahi, bilgilendirmenin zorunluluk olduğu kanaatindedir.” (Özbalcı, 2024).
Aydınlatma, sadece bir uyarı levhası asmaktan ibaret değildir. Ferman Kaya, "katmanlı aydınlatma" yöntemini önermektedir: “Kameralara ilişkin aydınlatmada kameranın bulunduğu yerlere katmanlı aydınlatma niteliğindeki işaretler ve kısa metinlerle gerçekleştirilebilir. Katmanlı aydınlatma sonrasında, işçinin tam olarak bilgilendirilmesi için izlemenin amacı, kapsamı, işlenen veriler, verileri işlenen işçinin hakları, haklarını kullanma yöntemleri ve işlenen verilerin saklanma süreleri hususunda bilgilerin bulunduğu bir metne yönlendirilerek tam olarak bilgilendirilmesi gerekir.” (Kaya, 2024).
Aydınlatma yükümlülüğünün ihlali, hem ulusal hem de uluslararası veri koruma otoriteleri tarafından ciddi bir ihlal olarak görülmekte ve idari para cezalarına konu olmaktadır. Kerim Bahadır Ertaş'ın aktardığı çok sayıda kararda, yeterli bilgilendirmenin yapılmaması nedeniyle şirketlere ve kurumlara yüksek miktarlarda para cezaları verildiği görülmektedir (Ertaş, 2023).
İşyerinde kamera ile gözetim, işçinin özel hayatına saygı beklentisinin yüksek olduğu alanlarda yapılamaz. Gizem Bozatlı Sezen bu alanları şöyle sıralar: “işçilerin giyinme ve soyunma odalarına, tuvaletlere, duş yerlerine ve dinlenme alanlarına kamera sistemi konulmamalıdır.” (Sezen, 2024). Bu tür alanların izlenmesi, özel hayatın gizliliğine doğrudan bir müdahale olarak kabul edilir ve hukuka aykırıdır (Özbek, 2024).
Gizli kamera kullanımı ise kural olarak yasaktır. Sevcan Günsu Gerçek, “gizli kamera uygulaması kanaatimizce kabul edilebilir bir uygulama değildir... Türk hukuk uygulamasında gizli kamera uygulaması kabul edilmemektedir” diyerek bu yasağı net bir şekilde ifade etmektedir (Gerçek, 2024). İşçinin bilgisi ve rızası olmaksızın yapılan gözetleme faaliyetleri hukuka aykırıdır (Güler, 2022).
Emsal Kararlarda Uygulanan Cezalar
KVKK kararlarında (2022/797) kamera konum hatası ve aydınlatma eksikliği için talimat + 500.000 TL (biyometrik için); 2023/1461'de ses için 200.000 TL, görüntü aydınlatma için 30.000 TL. Döviz bürosunda (2022/1249) levhalar yeterli görülmüş, işlem yapılmamıştır.
Biyometrik ihlallerde (2021/1258) imha + 125.000 TL; ses/görüntü kombinasyonu ölçüsüzdür (2020/212). Literatürde (Kerim Bahadır Ertaş) Avrupa cezaları (16M SEK, 72.000 Euro) benzer kriterler (aydınlatma, minimizasyon) vurgular; KVKK md.18 cezaları caydırıcıdır.